Avrupa Birliği (AB), Meksika’dan sonra şimdi de Güney Kore ile serbest ticaret antlaşmasını yürürlüğe koymaya hazırlanıyor. Sırada Rusya, Hindistan ve Kanada var.
AB’nin üçüncü ülkelerle yaptığı veya yapmaya çalıştığı serbest ticaret antlaşmaları Türkiye ekonomisi için her geçen gün daha büyük bir tehlike oluşturmaya devam ediyor. Uzmanların “Gümrük Birliği bugünkü koşullarda Türkiye’yi, serbest ticaret antlaşması yapılan ülkeler ve AB karşısında son derece dezavantajlı bir duruma düşürüyor. Siyasi irade iç sektörleri koruyacak adımlar atmalı” yönündeki uyarıları dikkat çekiyor.
AB - Güney Kore serbest ticaret antlaşması
Türkiye ile tekstil, beyaz eşya ve otomotiv gibi paralel sektörlerde söz sahibi olan Güney Kore ve AB, 6 Ekim’de AB- G. Kore zirvesinde imzalanıp 2011’de yürürlüğe girmesi öngörülen antlaşma sayesinde Türkiye’ye karşı avantajlı duruma geçecek.
Antlaşmanın yürürlüğe girmesiyle şunlar gerçekleşecek:
Güney Kore, gümrük vergisi ödemeden AB’ye ihracat yapabilecek.
Türkiye Gümrük Birliği’nde olduğu için Kore malları Avrupa pazarına girmesinin yanı sıra Türkiye’ye de girebilecek.
Buna karşılık Avrupa malları da Güney Kore’ye gümrüksüz girebilecek. Ama Türk malları Güney Kore’ye girerken Türkiye AB üyesi olmadığı için gümrük vergisine tabii tutulacak.
Cumhuriyet’e konuşan İKV Brüksel temsilcisi Haluk Nuray, gümrük birliğinin hazırlandığı yıllarda bu tür tehditlerin öngörülemediğini, bugün ise Türkiye’nin karar alma mekanizmalarına girmeden Türkiye’yi tatmin edecek bir çözümün bulunamayacağını dile getirdi. Nuray, AB’nin üçüncü ülkelerle serbest ticaret antlaşmaları imzalamaya devam edeceğini ve bu antlaşmaların daima Türkiye’nin aleyhine işleyeceğini söyledi ve tek çözümün “tam üyelik” olduğunu vurguladı.
Farklı uzmanların görüşüne göre Türkiye’nin 1996 yılında dahil olduğu Gümrük Birliği’nin Türkiye’ye getirdiği bütün avantajlar imzalandığı günden beri aşamalı olarak azalıyor. Örneğin Meksika ile AB arasında imzalanan serbest ticaret antlaşması Meksika’nın Türkiye’ye AB üzerinden sıfır gümrükle mal satmasına olanak sağlıyor.
Türkiye ise Meksika’ya ihracat yaparken yüzde 22 ile 30 arasında değişen vergi oranlarına tabii tutuluyor. AB’nin kendi içinde bile, eşit koşullarda imzalandığı halde kendi sektörlerini korumak adına serbest ticaret antlaşmalarına kuşkuyla yaklaşan çevreler var.
AB Komisyonu ise Kore ile yürürlüğe girmesi öngörülen Serbest Ticaret Antlaşması’nı bugüne kadar müzakereleri sürmekte olan “en iddialı” antlaşma olarak nitelendirdi. Komisyon Güney Kore ile bugüne kadar yapılan ticaretin hacminin antlaşmanın yürürlüğe girmesinden sonra iki katına çıkmasını bekliyor.
AP antlaşma raportörü Robert Sturdy antlaşmanın AB tarım sektörüne 380 milyon Avro’luk bir tasarruf imkânı sağlayacağını, ticaretin de yüzde 70 oranında artacağını ileri sürüyor. AB’nin Güney Kore’den beklentilerini yansıtan bu rakamlar da Türkiye’nin bu ülke ile rekabet ettiği sektörlerde zorlanacağını açıkça ortaya koyuyor.
Seul Türkiye ile antlaşmaya yanaşmıyor
Diğer yandan Türkiye ile Güney Kore arasında da Türkiye’nin zararlarının en aza indirilmesini hedefleyen ticaret antlaşması müzakareleri sürüyor. Ancak uzmanlar tıpkı Meksika gibi Seul yönetiminin de AB ile yaptığı antlaşmalar sayesinde elinin güçlendiğini ve Türkiye ile yapılan müzakereleri sürüncemede tutarak sonuçlandırmaya yanaşmayacağını dile getiriyor.
Çimen Turunç Baturalp/Cumhuriyet
![]() Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |