73 yaşındaki Erman Toroğlu ve genç eşi Ezgi Yavuz'la nasıl tanıştı?

Türk spor dünyasının duayen isimlerinden Erman Toroğlu, ne kalemini ne lafını sakınır. Doğru neyse, eğmeden bükmeden söyler. Dobralığıyla nam salan Toroğlu şu günlerde yazıları ve yorumlarıyla değil Avukat Ezgi Yavuz ile kısa bir süre önce yaptığı evlilik nedeniyle gündemde.

  • | Son Güncelleme:
  • | İş'te Gündem
Player yükleniyor...

"Bir daha evlenmem" diyen Erman Toroğlu nasıl oldu da fikrini değiştirdi? Evliliğini, hayatının ikinci baharını konuşmak istedik. Yeni çift Erman Hoca ve Ezgi Yavuz evlerinin kapısını Sabah'tan Serkan Ünlü'ye açtı.

Türk futbolunun belki de 50 yılı aşkın bir süredir içerisinde Erman Toroğlu. Önce futbolcu, sonra adaletsizliğe isyan ederek hakem, daha sonra da gazeteci ve televizyon yorumcusu olarak futbolun hep merkezinde. Erman Toroğlu'nu bugünlere getiren ise tartışılmaz şekilde yorum gücü ve kimseden korkmadan, çekinmeden; lafı eğip bükmeden fikrini söylemesi.

73 yaşındaki usta ismin son zamanlarda gündeme gelmesi ise yaptığı evlilik sebebiyle. 2017 yılında ilk eşinden ayrılan Toroğlu, 2022'ye evli girdi.

#reklam#

- Nerede tanıştınız?
- ERMAN TOROĞLU: Bir arkadaş toplantısında tanıştık. O zaman beni çok bilmiyordu, sonradan tanıdı.
- EZGİ YAVUZ: Spora yabancı biri değilim, Galatasaraylıyım ve kulüp üyelik belgemi merhum başkan Mustafa Cengiz'den almıştım. Ama televizyon izlemiyorum, bu sebeple futbol programlarını da bilmem yani.
- İlk kez Cihangir'de görüntülendiniz, yaş farkı sebebiyle magazin basınının gündemine oturdunuz...
- E.Y: O gece beni magazinciler evime kadar takip etti, bu hiç hoş değildi! Görüntüleyebilirsiniz ama insanların peşine takılıp evine kadar takip edemezsiniz. İnsanlar kağıt üzerindeki şeylere bakıyor. Ruhlar uyuyor mu, buna bakan yok! Oysa bizim yaşam adına paylaştığımız o kadar çok şey var ki... İkimiz de yemeyi seviyoruz, gezmeyi seviyoruz. Bodrum'u seviyoruz.
- E.T: Ezgi için 17 yaşında diye yazmışlar. Güldük, geçtik. Hiçbir şeyin üstüne gitmeyeceksiniz. Sana verdiğimiz bu söyleşi de ilk ve son olacak. O da SABAH gazetesi olduğu için. Ezgi, 39 yaşında bir avukat. Bizler yetişkin insanlarız. Neyin doğru, neyin yanlış olduğunu ikimiz de çok iyi biliyoruz. Bundan kime ne?
- E.Y: Açıkçası beni genç kız diye yazmaları hoşuma gitmedi değil (gülüyor). Erman Hoca'nın kamuoyunca yeterince tanındığını düşünmüyorum. Çok bohem, kaliteli bir hayatı var. Pahalı zevkleri var ama çok mütevazı bir insan. Mesela geçen hafta sanayide tamircilerle personel yemeğine oturacak kadar halktan biri.
- Erman Hoca'yı tanıyoruz ama sizi pek tanımıyoruz Ezgi Hanım...
- E.Y: Avukat olduğumu biliyorsunuz zaten. Daha çok Çağlayan Adliyesi'nde çalışıyorum. Beşiktaş'taki ofisimi, trafiğe takılmamak için artık Beyoğlu'na taşıyorum. Yıllarca başta Doğuş olmak önemli gruplarda görev yaptım. İki senedir serbest avukat olarak çalışıyorum. Uzmanlık alanım arabuluculuk.

- Evlilik kararı nasıl alındı?

#reklam#


- E.Y: Bir teklif olmadı, kendiliğinden gelişti.
- E.T: Biz dört senedir beraberdik. Açıkçası evlilik bana uzak geliyordu. İlk eşimle uzun zaman ayrı yaşadık. Bir daha evlenmem diyordum ama Ezgi'yle tanışıp birçok konuda anlaşınca, kafa dengi de olunca, "Bu insanla olabilirim" dedim. O zaman "Neden evlenmeyelim?" dedik.
- Evlenmek için neden Barselona'yı seçtiniz?
- E.T: Yılbaşında genelde yurt dışına gidiyoruz. Sıcak bir yer olsun dedik, Barselona mantıklı geldi. İtalya kapalıydı, pek çok yerde kısıtlamalar vardı. İspanya aşı olanları kabul ediyordu.
- Biriniz televizyon programcısı, biriniz avukatsınız. Birbirinize vakit ayırabiliyor musunuz?
- E.T: Ezgi her şeye uyar. Evi çok seviyor, yakıyor mumlarını, açıyor müziğini. Televizyon zaten hiç sevmez.
- Erman Hoca'yı da mı izlemiyorsunuz?
- E.Y: Bazen internetten izliyorum.
- Evliliğinizde bir de Bodrum faktörü var tabii...
- E.T: Dünyada çok yer gördüm, gitmediğim yer kalmadı gibi. Ama dünyanın en güzel iki yeri, İstanbul ve Bodrum. Ama tabii Bodrum'un yeri bende başka. Bodrum'daki beş saat uyku, İstanbul'daki 10 saate bedeldir.
- E.Y: İkili bir yaşamı var Erman'ın. Ben de çok seviyorum Bodrum'u, İstanbul'un stresini orada atıyoruz.

TUZ VE YAĞ KONUSUNDA ANLAŞAMIYORUZ

- Hocam yemek yapmaya düşkünsünüz. Evde mutfakta siz mi varsınız, yoksa avukat hanım mı?
- E.T: Genelde ben varım çünkü, yemek yaparken dinlenirim.
- E.Y: Aslında yemek yapmak zevklidir ama o kısmı kaptırdım. Bana da soğan, sarımsak soymak gibi görevler veriyor Allah'tan (gülüyor). Ama ben mutfaktaysam gelir yemeğime güzel katkılar yapar, yemeklerimi zenginleştirir.

#reklam#


- Hocanın en iyi yaptığı yemek hangisidir?
- E.Y: Tüm zeytinyağlıları güzel yapar, dolapta dün yaptığı kereviz var. Ayrıca dün de 10 kiloya yakın sigara böreği sardı.
- E.T: Ezgi'nin yemekleri güzeldir ama bak bunu da söylemeliyim. Benim babam Orta Asya yörüğü, annem Selanik kökenli, yemeği de iyi yapardı. Mesela evli, bekar her insanın buzdolabında mutlaka zeytinyağlı olmalı.
- Mutfakta hocayla anlaşamadığınız konu var mı?
- E.Y: Tuz! Her şeyi tuzlu yapıyor! Bir de çok yağ koyuyo.r - E.T: Zeytinyağı konusunda taviz veremem. Faydası tartışılmaz, her yemeğe koyarım. Tuzda ise ben tam bir Türk erkeğiyim. Tadına bakmadan yemeğe tuzu dökerim. Bu arada çok güzel köfte yaparım.
- Ezgi Hanım, Erman Hoca'nın mutfağa olan ilgisini ne zaman fark ettiniz?
- E.Y: İlk günden beri (ikisi de gülüyor). Sürekli yemekten, yemek yapmaktan bahsediyor.
- Peki yıllarca kabzımallık yapan Erman Toroğlu meyvesebze alışverişini nereden yapıyor?
- E.T: Kasımpaşa'da bir market var, oradan yapıyorum. Sebze, meyve, peynir her şey çok iyi ve fiyatları da makul çünkü .Önünde park yeri de mevcut.

YEDİĞİM KÜFÜRLERLE NEFSİMİ TERBİYE ETTİM

- Erman Hoca'nın en sevdiğiniz özelliği nedir?
- E.Y: Hiç arkaya bakmaması. Hayat enerjisi çok yüksek. Sanki yıllardır meditasyon yapmış da hayatın anlamını keşfetmiş gibi.
- Nasıl keşfettiniz hayatın anlamını?

#reklam#


- E.T: Önce futbolcuyum, yaşım 17, adım Erman... Biri bana küfür ederse ben de ediyorum. Biri dalarsa ben de ona dalıyorum. Sonra hakem oluyorum, adım Erman Toroğlu. Birisi küfretti sen edemiyorsun. Yutkunuyorsun! Yalnız sahada değil sokakta da küfretse susmak zorundasın. Adama dalamazsın! Nefsimi nasıl terbiye ettiğimi görüyor musun? Sonra medyaya geliyorsun, küfürler devam ediyor. Yine sabretmek zorundasın. Yani ben yoga meditasyon falan bilmem, adam olan nefsini terbiye edecek. Ama bana yapılan kötülüğü de unutmam ha...
- Futbolla ilgili tartışmalar yaşanıyor mu?
- E.Y: Kendi aramızda hiç futbol konuşmuyoruz.

BENİM SEMTİM BEYOĞLU

- Beyoğlu ve Bodrum'dan neden vazgeçmiyorsunuz?
- E.T: İstanbul'da Beyoğlu kadar sevdiğim başka bir semt yoktur. Bir dönem, 10 yıl kadar Yeniköy'de yaşadım ama yine buraya döndüm. İstiklal'de tek başına, korumasız gezebilen iki ünlüden biriymişim. Diğeri de Erdal İnönü derler. Şimdi Ezgi de ofisini Beyoğlu'na taşıyor. Buradan başka yerde yaşayamam.

BAŞKANLIK SİSTEMİ ZAMAN KAZANDIRIR

- Siz 2010'da bir söyleşinizde Türkiye'nin başkanlık sistemine geçmesi gerektiğini söylemişsiniz. Ne düşünüyorsunuz?
- E.T: Başkanlık sistemi size zaman kazandırır. Ama hiyerarşi olacak. Ben Bodrum'da yaşadığım sitede bir ara başkanlık yaptım. Sık sık elektrikler kesiliyor, televizyon, buzdolabı falan arızalanıyor. "Siteye jeneratör yaptıralım" dedim. Dört günde hizmete soktum. Bütün sezon elektrik sıkıntısı yaşanmadı. Ama eğer ben bunu genel kurula götürseydim, bin dereden su getireceklerdi. Başkanlık hız demektir. Zamanla sistem oturacaktır.

BANA KİMSE SANSÜR UYGULAYAMAZ

#reklam#


"Bana 90 dakikalık maç görüntülerini versinler, bak neler çıkarıyor, neler anlatıyorum. Ama Digitürk'te çalışamam. TRT'de çalışamam. Çünkü her şeyi söyletmezler. (Ama Digitürk'te yıllarca çalıştınız diye araya giriyorum) Ama nasıl çalıştım, yukarıdan müdahale edip sonunda kovdular! Bana kimse sansür uygulayamaz. Bu anlamda A Spor en rahat çalıştığım yer. Turkuvaz Medya'da kimse bana "Şunu söyle, bunu yazma" demez. Mesela TFF Başkanı Nihat Özdemir'le ne zaman karşılaşsak, 'Hep seni izliyorum' der. Arkadaşımdır ama bazen onu da eleştiririm! Darılmaca gücenmece yok hocam."

HER ŞEYİ MEVSİMİNDE TÜKETİN

Söyleşiye giderken Erman Hoca bize belki salata yapar diye biraz alışveriş yaptık. Ancak torbayı açmasıyla Erman Toroğlu'nun elinden salata değil ağzından fırçayı yedik: "Domateste kazıklanmışsın. Şu biber ve domatesi kışın ağzıma sürmem. Hepsi hormonlu çünkü, tümünde kanserojen madde var. Benden tavsiye; yemeyin. Kışın kereviz, lahana, patatesi tercih edin. Her şeyi mevsiminde tüketmenizi öneririm. Yazın yazlıkları, kışın kışlıkları yerim."

CEM KARACA: HINCAL ULUÇ'LA KAPIŞMAYIN!

"Allah rahmet eylesin, bir gün uçakta Cem Karaca ile karşılaştık. Yanıma geldi, selamlaştık. 'Yahu çok üzülüyorum ikinize' dedi. 'Kime' dedim, 'Hıncal Uluç ile sana. İkinizi de çok seviyorum. Niye sürekli atışıyorsunuz? Kaç kişi kaldı şu basında sizden başka, yapmayın' diye sitem etti. Hıncal Uluç'la çok kapışsak da onu çok severim."

#reklam#

BAKAN OLSAYDIM FUTBOLDA ÇOK ŞEYİ DEĞİŞTİRİRDİM

- Gece A Spor'dan çıktınız, eve geldiniz. Televizyonu açıp maçları izliyor musunuz?
- E.T: İşim olmasa Türkiye ligini takip etmem. Çok kötü gidiyor. Premier Lig'den bir maç izliyorsunuz. O futbolsa bizdekinin adı ne? Yıllarca üç büyük takım, Türk futbolunu sömürdü. Yatırım yapmadılar. Hep o günü yaşadılar, federasyonu, hakemleri kullandılar. Mesela üç büyüklerin yıllar önce kazandıkları şampiyonluklar için yayın gelirlerinden aldıkları fazladan payın bir izahı var mı? 1991'de DYP'den siyasete girdim ama seçilemedim. Kazansaydım spor bakanı olacaktım. Ben kazanamayınca Mehmet Ali Yılmaz bakan oldu. Kazansaydım, futbolda bunun gibi birçok şeyi değiştirecektim. İşte o zaman futbolumuz bugünkü gibi olmazdı.

HAKEM OLMAYA İŞTE BU MAÇTA KARAR VERDİM

Erman Hoca'nın evinin duvarlarında gazete kupürleri, tarihi fotoğraflar var. Onlardan birine yaklaşıyoruz. Hoca anlatıyor:"Yer Dolmabahçe, Fenerbahçe-Ankaragücü maçı. Hakem Muzaffer Sarvan. Golü atan Fenerli Yılmaz; Çarli Yılmaz derdik. Röveşatayla şahane bir gol attı, 'Bu golü hepinizin karısına kızına geçirdik' dedi, ardından ana avrat sövdü. Hem de hakemin önünde. 'Atmayacaksınız mı hocam?' dedim. 'Uzatma, seni atarım' dedi. 'O zaman cezasını ben veririm' dedim. İki dakika sonra gerekeni yaptım. Ardından film koptu, üç kişi atıldık ama sekiz kişiyle Fener'i 2-1 yendik. O hırsla 10 sene içinde hakem oldum."

TOROĞLU'NDAN MUTFAK TÜYOLARI

#reklam#

 Ben greyfurt alırken mümkün olduğu kadar kabuğu kırmızı olanı alırım. Niye? O güneşe bakmıştır çünkü...
 Ekmek kadayıfına bayılırım ama iyi yapılması lazım. Su tadı olmayacak. Ben ekmek kadayıfını havluyla yaparım, bazıları anlamaz...
 Köfteyi hazırlayıp buzdolabına koyacaksın. Aklına geldikçe en az dört-beş kez çıkarıp yoğuracaksın. Ertesi gün öğleden sonra pişirip yiyeceksin.
 Annem zeytinyağlı yaparken zeytinyağını az kullanır soğuduktan sonra üzerine dökerdi. Ben de aynısını yapıyorum. Bunu da az kişi bilir...
 Sucuklu yumurta yapacaksam, önce bakıra içme suyu koyup sucuğu biraz haşlarım. Çıkan yağı döker tereyağını ekler, ardından yumurtayı kırarım. Beyazı pişer ama banmak için sarıyı bırakırım.

E-BÜLTEN ÜYELİĞİ
İş dünyasının gündem özeti e-posta kutunda. Piyasalar, ekonomi, iş dünyası, siyaset, teknoloji ve life style haberler.
E-Mailin ile Ayrıcalıklı Üye Ol, ilk Sen haberdar ol
Adınız, Soyadınız:
E-posta adresiniz:

YORUMLAR

Bu habere henüz yorum yapılmamış.İlk yorum yapan sen ol...

Yorum Yap

Bu Alan Boş Bırakılamaz
Bu Alan Boş Bırakılamaz
Yorum Yapma Şartlarını Kabul Etmediniz
X

E-BÜLTEN ÜYELİĞİ

İş dünyasının gündem özeti e-posta kutunda. Piyasalar, ekonomi, iş dünyası, siyaset, teknoloji ve life style haberler.
E-Mailin ile Ayrıcalıklı Üye Ol, ilk Sen haberdar ol