Başarılı ressam Aslı Sayan'ın 'gelincik' tutkusu

"Gelincik narinliği ve güzelliği ile göz kamaştıran çiçeklerin bana göre başında geliyor… Benim için gelincik hassas, duygulu, hüzünlü, göz alıcı, narin ama güçlü olan kadına benziyor"

  • | Son Güncelleme:
  • | İş'te Gündem
Player yükleniyor...

Resimlerinde gelincikten hiç vazgeçmeyen Aslı Sayan’a göre her gelincik bambaşka hayatlardaki kadınları sembolize ediyor ve ekliyor: “Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da yapacağım her tabloyu birbirinden farklı hayatlar yaşayan başarılı güçlü ayakta duran kendinden emin  kadınlara  ithaf etmeye devam edeceğim….

Bir de şiddet gören ve öldürülen kadınları asla unutmadan canı acıyan, kanı dökülen ve gözyaşları durmayan, çile çeken  kadınları hatırlayarak ve bu hüznü kalbimde hissederek renklere yön veriyorum. Aslı Sayan'la sanat ve iş hayatı üzerine söyleşi yaptık. 

Aslı Sayan kimdir?

#reklam#

1981 Kastamonu doğumluyum. İlkokul, ortaokul ve lise eğitimimi Kastamonu’da tamamladıktan sonra üniversite öğrenimime Trakya Üniversitesi Grafik Reklâm Bölümü’nde  başladım.  Daha sonra da Gazi Üniversitesi Resim-Grafik öğretmenliği Bölümü’ne girerek  mezun oldum. Her ne kadar öğretmen olarak mezun olmuş olsam da meslek hayatıma reklâmcı olarak devam ettim. Halen kurucu ortağı olduğum Chess’te iş hayatıma devam etmekteyim.İş hayatım yoğun bir şekilde devam ederken aklımın bir köşesinde hep resim yapmak vardı. Pandemi dönemi ise benim sergi hazırlığı yapabilmem için fırsata dönüştü. Resim yapmak  hep hayatımın içerisinde oldu şimdi ise tablolarımın beğenilmesi ve sanatseverlerle buluşması bana büyük bir haz veriyor.

Resim sanatına ilginiz nasıl ve ne zaman başladı?

İlkokul yıllarından beri resime  ilgim  vardı. Okul yıllarında bütün defterlerimin ara sayfaları resimlerle doluydu. Ders dinlerken elim hep bir şeyler çizmeye giderdi.  Hâlâ da öyle iş yerinde toplantıda mutlaka ajandama birşeyler karalarım elim hiç durmaz. İlkokuldayken ailem ve öğretmenim resime olan hem ilgimin , yeteneğimin farkında oldukları için beni bu konuda yönlendirdiler. Onlara bu konuda bana destekleri için minnettarım. İlkokul yıllarında resim yarışmalarına girmeye başladım ve ilk ödülümü yedi yaşımda aldım. Öğrenim hayatım boyunca İlkokuldan üniversiteyi bitirene kadar birçok yarışmada derecelerim oldu. Hatta bir desen yarışmasında ünlü bir eşarp markası lisedeyken desenimin telif hakkını aldı ve ilk kez resimden para kazanmış oldum. Hâlâ ailemin evinin bir kösesinde duran plaket, madalya ve başarı belgeleri baktığımda beni gururlandırıyor.

Resimlerinizde gelincik değişmez objelerden biri, neden hep gelincik?

Gelincik narinliği ve güzelliği ile göz kamaştıran çiçeklerin bana göre başında geliyor… Benim için gelincik hassas, duygulu, hüzünlü, göz alıcı, narin ama güçlü olan kadına benziyor. Bu yüzden yaptığım her gelincik tablosunun bende başka bir hikâyesi var. Hiçbirisi sadece renk olarak kullanılmıyor. Her rengin bendeki duygusu farklı, hepsinin kendine has bir tarzı var.  Belki de o yüzden çok ilgi görüyor. Sanatseverler kendinden birşeyler buluyor.

Gelinciğe olan hayranlığım benim için kadınların gücüne olan hayranlığımla ilgili…

Sanırım gelinciğin hikâyesi beni etkiliyor. Çok kırılgan, narin ama güçlü her şeye inat ayakta, özel ilgi beklemez ve çok iddaalı.  Kırmızısı insanın gözünü alan cinsten…?Ben gelinciği kadınlara benzetiyorum çünkü hem narin, hem güçlü ,hem de iddalı olması beni cezbediyor. Tablodaki renklere göre anlam yüklüyorum gelinciğe. Bazen on yedi yaşında hayatının baharında uçuşan bir genç kız, bazen de yorgun yalnız bir kadın. Siyah yaptığım gelincik tablolarım da bir hüznü ifade eder. Bu resimler; öldürülen, şiddet gören kadınlara ithaf edilmiştir. Benim için hepsinin ayrı bir hikâyesi var.. O yüzden benim için gelincik sadece bir çiçek değil, hayatın ta kendisidir.

“Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da yapacağım her tabloyu birbirinden farklı hayatlar yaşayan başarılı güçlü ayakta duran kendinden emin her kadına ithaf etmeye devam edeceğim. Tabii ki hatırlayacağım şiddet gören ve öldürülen kadınları asla unutmadan, canı acıyan, kanı dökülen ve gözyaşları durmayan çile çeken her kadını hep hatırlayarak ve bu hüznü kalbimde hissederek renklere yön vermeye devam edeceğim.

Yaptığınız gelincik tablolarını kahve fincanlarına taşıdınız. Nasıl gelişti bu fikir?

Bir kahvenin kırk yıl hatırı var madem ki neden bir sanat eseri kahve fincanımızı süslemesin ki dedim. İşim gereği kreatif bir ekiple çalışmanın en heyecan verici kısmı bence hayalleri gerçeğe dönüştürebilme imkânı. Türk kahvesi benim için vazgeçilmez . Tabii ki fincanlar da öyle. Ofiste hep tasarım fincanlar kullanmaya özen gösterirdim. Hatta ofise gelen  müşterilerimiz kahveyi sizin ofiste içmekten keyif alıyoruz derler.

Türk kahvesi kültürü oldum olası benim için zaten çok önemliydi.Türk kahvesi fincan serisi yapma fikri bu yüzden beni çok heyecanlandırdı. Sonra butik bir üretim yaptık. İyi ki yapmışız hem çok ilgi gördü .  Bazı markalardan teklifler aldım. Çok yakın zamanda özel tasarım fincanlarımızı bazı markaların mağazalarda görebileceksiniz…

Sanatla ilişkili bir aileden geliyorsunuz. Bu durum size ne hissettiriyor?

#reklam#

Sanat bizim ailemiz için oldukça önemli bir yerde. Çocukluğumdan beri ailem tarafımdan hem ben, hem de ağabeyim hep sanat konusunda desteklendik.

Türk Müziği’nin yaşayan en büyük bestekârlarından birisi olan Erol Sayan, ailemizin gurur kaynağı büyüğümüzdür. Değerli Büyüğümüzün Cumhurbaşkanlığı Sanat Büyük Ödülü’nü kazanması bizleri çok mutlu etti.

Babam Eğitimci- Yazar Mehmet Sayan, halen Kastamonu’da yayınlanan Açıksöz Gazetesi ve İstanbul’da yayınlanan Yesevi Dergisi’nde köşe yazıları ve hikâyeleri yayınlanan, bir çok kitaba imza atmış, binlerce öğrenci yetiştirmiş bir insan. Annem, gençlik günlerinde keman çalan, sanat duygusu gelişmiş, sürekli okuyan çok iyi bir sanatseverdir. Bana sanat aşkını kazandıran ailemle gurur duyuyorum ve onları çok seviyorum. Genç yaşta kaybettiğimiz ağabeyim Alper Sayan’ı da rahmetle anıyorum. Ağabeyim, çok güzel resimler yapardı. Bu sebeple açacağım ilk sergimin gelirini O’nun hatırasına Darüşşafaka’ya bağışlayacağım.

Sanatseverler eserlerinize nasıl ulaşıyorlar?

Benim resimlerim şu anda birkaç farklı galeride satılıyor.Örneğin bir çok ünlü ressamın resimlerinin satıldığı “ Galeri Star Çerçeve” resimlerimin ulaşılma noktalarından bir tanesi ve burada olmak benim için çok önemli.

Aynı zamanda sosyal medya hesaplarım oldukça ilgi görüyor. Onbinden fazla takipçisi olan hesabıma her gün  sayısız beğeni,soru, tebrik ve sipariş mesajları geliyor. 

Katıldığım ulusal ve uluslararası sergilerde ise sanatseverler tablolarıma oldukça ilgi gösteriyor. Belki de bu işin en heyecan verici kısmı bu.  Örneğin Romanya’daki sergide satılan bir tablonun tanımadığım bir ailenin evinin duvarını süslediğini bilmek benim için en büyük mutluluk. Resimlerim satıldığında hissettiğim şey para kazanmaktan öte kimlerle buluştuğunu merak etmem…Bu duygu bence anlatılmaz, yaşanır.

Ama artık bizim için en önemli alan yazılım;

Bu işlerin yanı sıra kendi projemiz olan ve yazılımını yeni bitirdiğimiz ve şu anda piyasaya çıkmak için gün sayan çok önemli bir projenin fikri hak sahibi, yaratıcısı, yatırımcısı, uygulayıcısı olmaktan gurur duyuyoruz. Bence dijital dünyada oldukça ses getirecek olan Türkiye ile aynı tüm dün dünyada yayında olacak olan proje tüm izleme alışkanlıklarımıza çözüm için geliyor.

“WATOWA” Ne izlesem? Ne izliyorsun? Arkadaşlarım ne izliyor? sorularının cevabını vermek için dijital markette yerini almak üzere. Bu proje beni çok heyecanlandırıyor.

E-BÜLTEN ÜYELİĞİ
İş dünyasının gündem özeti e-posta kutunda. Piyasalar, ekonomi, iş dünyası, siyaset, teknoloji ve life style haberler.
E-Mailin ile Ayrıcalıklı Üye Ol, ilk Sen haberdar ol
Adınız, Soyadınız:
E-posta adresiniz:

YORUMLAR

Bu habere henüz yorum yapılmamış.İlk yorum yapan sen ol...

Yorum Yap

Bu Alan Boş Bırakılamaz
Bu Alan Boş Bırakılamaz
Yorum Yapma Şartlarını Kabul Etmediniz
X

E-BÜLTEN ÜYELİĞİ

İş dünyasının gündem özeti e-posta kutunda. Piyasalar, ekonomi, iş dünyası, siyaset, teknoloji ve life style haberler.
E-Mailin ile Ayrıcalıklı Üye Ol, ilk Sen haberdar ol