Dünya Madenciler Günü: Tarım da bizim, çevre de bizim, maden de bizim

Çetinkaya, “Çok büyük zenginliklere sahip bir ülkeyiz. Yerin üstündeki zenginliklerimiz kadar, yer altında da muhteşem bir zenginliğimiz mevcut. Eğer, ülkemiz Mustafa Kemal Atatürk’ün hedef gösterdiği muasır medeniyetler seviyesine ulaşacaksa bunun kalbinde de madenciler olarak biz yer alacağız" de

  • | Son Güncelleme:
  • | İş'te Gündem

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Maden Sektör Kurulu Başkanı ve İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Rüstem Çetinkaya, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü dolayısıyla madencilik sektörü ve gelecek hedefleri hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Madenciliğin zorlu bir sektör olduğunu ifade eden Rüstem Çetinkaya, “Yaptığımız işin zor olması dışında, farklı problemlerle de sürekli karşı karşıya kalıyoruz. Hayatın her anında, her noktasında herhangi bir madencinin bin bir emekle elde ettiği bir ürün kullanılıyor. Tarım topraklarında da varız, bir sanayicinin fabrikasında da... Bir evin mutfağında da varız, bir mühendisin hesaplama yaptığı ekranında da... Yeşil enerjinin kalbinde de biz varız, ülke ekonomisinin derinliklerinde de... Örnekleri çoğaltabiliriz ancak, net bir şekilde söyleyebiliriz ki hayatın her noktasında biz varız. Peki! Bunları yaptığımız yani, hayatın devamlılığını sağladığımız için kamuoyu nezdinde madenciler olarak el üstünde mi tutuluyoruz? Tabii ki, hayır. Aksine, yaptığımız işler sürekli farklı ortamlarda tartışmalara konu oluyor, sürekli aslı astarı olmayan suçlamalarla yaftalanıyoruz. Ülkemizin ve dünyanın geleceğini inşa eden madenciler olarak, kendimizi anlatmaya, işlerimizi yapmaya devam etmeye çalışıyoruz.” dedi. 

‘ÜLKEMİZ İÇİN ÜRETİYOR VE İSTİHDAM YARATIYORUZ’

Türkiye’nin ve dünyanın geleceğini inşa eden madenciler olarak, kendilerini anlatmaya, işlerini yapmaya devam etmeye çalıştıklarının altını çizen Rüstem Çetinkaya, “Maden sektörünün ve madencilerimizin, Türkiye’nin hedeflerine ulaşabilmesi için vazgeçilmez olduğunu her platformda dile getirmeye çalışıyoruz. Çünkü çok iyi biliyoruz ki biz, işimizi çok iyi yapıyoruz. Devletimizin gücü, kamunun destekleri ve madencilerimizin azmiyle çok daha iyi işler yapacağımıza yürekten inanıyoruz. Çünkü, madenciliği kurallara uygun olarak, devletin tanımladığı sınırlar ve kanunlar çerçevesinde yapıyoruz. Ülkemiz için üretiyor ve ülkemiz için istihdam yaratıyoruz.” diye konuştu. 

YAŞANABİLİR DÜNYA İÇİN MADENLER ŞART

Dünyanın geleceği için yapılan tüm çalışmalarda yeşil enerjiye ve sürdürülebilirliğe vurgu yapıldığını kaydeden Rüstem Çetinkaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gelinen noktada, yayınlanan uluslararası raporlarda da aslında madenlerin ne kadar önemli olduğu gözler önüne seriliyor. Uluslararası Enerji Ajansı’nın raporuna göre; lityum, kobalt, grafit, nikel, bakır, alüminyum gibi madenlerin kullanımı 2040’a gelindiğinde 6 kat artmış olacak. Bu stratejik madenlerle güneş panelleri, rüzgar santralleri yapılıyor, lityum pillerinde kullanılıyor. Rüzgar panellerini taşıyacak ayaklar için dahi alüminyuma ihtiyaç duyuluyor. Tüm bunların dışında, çıkarılmayan madenler sebebiyle ülke milyarlarca dolarlık ithalata başvuruyor. Eğer, dünya yaşanabilir bir yer olmaya devam edecekse bu yine madenler ve madenciler sayesinde olacak. Madenleri kabul ederek, çevre ya da maden arasında bir tercih yapmadan ikisine de sahip çıkarak yol alınması gerektiğine inanıyoruz. Madenler, temiz enerjiye geçişte çok büyük öneme sahip. Yeşil enerji madenler üzerine kurulacak, yeşil enerjinin kalbinde madenler yer alacak. Madenlere kirli denmeye devam edilirse temiz enerji diye bir şey olmayacak.”

‘TARIM DA BİZİM, ÇEVRE DE BİZİM, MADEN DE BİZİM’

Türkiye’nin çok büyük zenginliklere sahip bir ülke olduğunu belirten Rüstem Çetinkaya, “Yerin üstündeki zenginliklerimiz kadar, yer altında da muhteşem bir zenginliğe sahibiz. Turizmde, tarımda, madencilikte ve üretimde ülke olarak çok daha iyi noktalara gelebiliriz. Madenciler olarak bizler, tarımı önceleyen bir anlayışla hareket ediyoruz. Biz, madenciler olarak uzun süredir aynı şeyi söylüyoruz. Bu söylediğimize de yürekten inanıyor ve her ortamda tekrarlıyoruz. ‘Tarım da bizim, çevre de bizim, maden de bizim.’ Eğer, ülkemiz Mustafa Kemal Atatürk’ün hedef gösterdiği muasır medeniyetler seviyesine ulaşacaksa bunun kalbinde de madenciler olarak biz yer alacağız. Yerin altındaki zenginlikleri yer yüzü ile buluşturmak için canla başla mücadele eden biz madenciler, bunu yapmaya devam edeceğiz. Ülkemiz için çalışıp, ülkemizi hedeflerine ulaştıracağız.” ifadelerini kullandı.

TARIMSAL ÜRETİM İÇİN MADEN OLMAZSA OLMAZ

İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu, yaklaşık 1,2 milyar dolarlık yatırımla Mardin’de hayata geçirilen Eti Bakır Mazıdağı Metal Geri Kazanım ve Entegre Gübre Tesisleri’ni ziyaret etti. Bakır üretimindeki artık ürün olan pirit konsantresinin içindeki farklı metallerin ekonomiye kazandırıldığı tesiste; kobalt, nikel, bakır ve çinko üretilirken, aynı zamanda madenden elde edilen fosfatla gübre üretimi de gerçekleştiriliyor. Bir yandan elektrikli otomobil, cep telefonu, tablet bataryaları gibi teknoloji yoğun sektörlerin ana ham maddelerinden biri olan kobalt üretimi yapılırken, diğer taraftan insan hayatının devamlılığı için gerekli olan tarımsal üretimde olmazsa olmazlar arasında yer alan gübre üretimi de gerçekleştiren tesis; yılda 350 milyon dolarlık gübre ve 270 milyon dolarlık metal ithalatının önüne geçiyor.  

KOBALT VE GÜBRE ÜRETİMİ AYNI YERDE  

Mardin Mazıdağı’nda bulunan tesiste proseslerde ortaya çıkan sülfürik asidin fosfat madeniyle karıştırılarak gübre üretimi yapıldığını ifade eden Eti Bakır Mazıdağı Metal Geri Kazanım ve Entegre Gübre Tesisleri Genel Müdürü Emre Kayışoğlu; “Kastamonu Küre'de çıkarılan cevherin bakır konsantresi ayrıldıktan sonra kalan pirit konsantresini Mardin'deki tesisimize getiriyoruz. Burada ayrı bir üretim sürecine tabi tuttuğumuz pirit konsantresini kobalt, demir konsantresi, sülfürik asit gibi yan ürünlere dönüştürüyoruz. Sülfürik asit, fosfat madeniyle birlikte gübre üretiminde kullanılırken, kobaltı da geri kazanıp dünyaya satıyoruz. Böylece, tarım için en önemli girdilerden biri olan gübre üretimini Türkiye’de, tamamen yerli ham maddeyle gerçekleştiriyoruz. Yıllık 500 bin tonluk gübre üretim kapasitemiz bulunuyor. DAP ve fosfatlı kompoze (NPK) gübrelerimizi Türk çiftçisinin hizmetine sunuyoruz.” dedi. Tesisin, Mardin Mazıdağı’nda bulunmasının en önemli nedenlerinden birinin, fosfat madenlerine yakınlığı olduğunu dile getiren Emre Kayışoğlu, “Tesisimiz şu anda Türkiye’nin tek entegre gübre fabrikası konumunda. Dışarıdan doğal gaz haricinde hiçbir şey almıyoruz. Kendi ham maddelerimizle çalışıyoruz. Türkiye yılda 6 milyon tonluk gübreye ihtiyaç duyuyor. Biz de tesis olarak bu ihtiyacın yaklaşık yüzde 10’luk kısmını karşılıyoruz.” ifadelerini kullandı.   

‘MADENLERİMİZİ TAM ANLAMIYLA KULLANAMIYORUZ’ 

Yapılan ziyarette tarım ve maden ilişkisi hakkında değerlendirmelerde bulunan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Maden Sektör Kurulu Başkanı ve İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Rüstem Çetinkaya, “Türkiye’de son yıllarda gıda fiyatlarında çok ciddi yükselişler yaşanıyor. Çiftçiler artan maliyetlerle boğuşurken, üretimde de düşüşler yaşanıyor. Yaşanan bu duruma rağmen tarımsal üretimde en önemli girdiler arasında yer alan gübre üretimi konusunda çok iyi durumda değiliz. İhtiyacın büyük bir kısmını ithal etmek durumunda kalıyoruz.” dedi.

Gübre üretimi için fosfata, yani madenlere ihtiyaç duyulduğunu kaydeden Rüstem Çetinkaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Düşünün; gübre konusunda o kadar bağımlı bir durumdayız ki, gübrenin ihracatı dahi yasak. Ancak biz, tarımsal üretim için çok değerli bir ürün olan gübreyi üretemiyoruz. Çünkü, madenlerimizi tam anlamıyla kullanamıyoruz. İşte, bu yüzden modern yaşamın her alandaki tedarikçisi olan madenciler olarak, tarımsal üretimi de sahipleniyoruz. Çünkü, önce insan, sonra çevre, sonra maden anlayışıyla hareket ediyoruz. Ülkemizin Eti Bakır Mazıdağı Metal Geri Kazanım ve Entegre Gübre Tesisleri gibi 6-7 tane daha tesise ihtiyaç duyduğunu söylemeliyiz. Çünkü, madenlerimizi ne kadar çıkarabilirsek, o kadar başarılı oluruz. Tarımda da sanayide de teknolojide de ilk olarak madenlere ihtiyaç duyuyoruz.” 

E-BÜLTEN ÜYELİĞİ
İş dünyasının gündem özeti e-posta kutunda. Piyasalar, ekonomi, iş dünyası, siyaset, teknoloji ve life style haberler.
E-Mailin ile Ayrıcalıklı Üye Ol, ilk Sen haberdar ol
Adınız, Soyadınız:
E-posta adresiniz:

YORUMLAR

Bu habere henüz yorum yapılmamış.İlk yorum yapan sen ol...

Yorum Yap

Bu Alan Boş Bırakılamaz
Bu Alan Boş Bırakılamaz
Yorum Yapma Şartlarını Kabul Etmediniz
X

E-BÜLTEN ÜYELİĞİ

İş dünyasının gündem özeti e-posta kutunda. Piyasalar, ekonomi, iş dünyası, siyaset, teknoloji ve life style haberler.
E-Mailin ile Ayrıcalıklı Üye Ol, ilk Sen haberdar ol