Faiz üretimi vuracak, işsizlik artacak

Faizin enflasyonun sonucu olduğunu 130 milyar dolar ödeyerek öğrendik

  • | Son Güncelleme:
  • | İş'te Gündem
Player yükleniyor...

Merkez Bankası faizi beklenenden de fazla, 2 puan artırdı. Piyasa mutlu, sıcak para yolda. Ancak borçları öteleye öteleye büyüyen tüketici, esnaf, sanayici kara kara düşünüyor.

Merkez Bankası, “piyasa dostu” politikalar çerçevesinde bugün beklenenin de ötesini yaptı. Faizleri 2 puan artırdı. Faiz oranları yüzde 17 oldu. Böylece Merkez Bankası piyasanın güvenini kazanmak için adım atarken, sıkı para politikası adımları hızlanmış oldu. Enflasyon da tekrar bir numaralı odak noktası haline geldi. 

Bu karar, “faiz enflasyonun nedeni mi, sonucu mu” tartışmasının bir cevabı gibi oldu. 

#reklam#

Ancak Türkiye’ye dövizi patlatan, enflasyonun altında düşük faiz diretmesi ile 130 miyar dolarlık bir maliyet ödetildi. Serbest piyasa ekonomisinin uygulandığı bir ülkede gerçekçi bir faiz artışına karşı çıkmak biraz hayal tabii ki. 

Yüksek faiz döneminin önümüzdeki yılın da bir gerçeği olacağı ortada. Yanlış politikaların sonucunda faiz artışları zorunlu ancak çok önemli sonuçları var. Bu da reel sektörü, özellikle KOBİ’leri şimdiden kara kara düşündürüyor. 

Kredi genişlemesi ile pandemi sürecinde üretimi sürdürebilme imkânı bulan mobilya, otomobil, inşaat gibi sektörler ihracatta önemli bir atılım yapamazlarsa sıkıntılı bir sürece girecek.

İşsizlik artacak

Bu da yüzde 30’lara yaklaşan işsizliğin daha da artması demek. Zaten borç sarmalına düşmüş vatandaşın, esnafın, sanayicinin, turizmcinin durumunun daha da içinden çıkılmaz hale gelmesi demek. 

Türkiye salgından önce zaten ekonomik kriz yaşıyordu. Pandemi ile birlikte duran hayat herkes için kaosa döndü. Mahkemelerde icra ve alacak davaları patladı. Davalar için İstanbul’da Çağlayan ve Bakırköy gibi dev adalet sarayları yetmez hale geldi. Ek binalar kiralandı. 

#reklam#

Türkiye’de bugün üç kişiden ikisi icralık durumda. Şirketler ise ağırlaşan finansal sorunlarını, hükümetin doğrudan destekleri yerine borç ertelemeleri ile aşmaya çalışıyor. 

Önemli davaları takip eden bir hukuk bürosunun ortağı Şevket Çelik, alacak-borç sisteminin tamamen tıkandığını söylüyor. Borç ertelemelerinde de artık sona yaklaşıldığını anlatan Çelik’e göre bankaların borçları öteleme imkânı kalmadı. 

Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulu’nun borç ertelemelerinin 180 güne çıkarılması tavsiyesine özel bankaların sıcak bakmadığını ekliyor. Özellikle “zombi şirket” olarak tanımladığı durumu kurtulamayacak halde olan şirketlerle ilgili şubat ayında iflas patlaması yaşanacağını öngörüyor. 

Bankaların isteksizliğinde tabii ki bilançolardaki bozulma etkili. Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, önceki gün yaptığı açıklamada, “Hükümetin sağladığı koronavirüs mali canlandırma paketlerinin sona ermesi, ertelenmiş borçların vadelerinin gelmesi ve yüksek TL faizleri nedeniyle borç ödeme kapasitelerinin baskı altında kalacağını” belirtmişti. 

Şevket Çelik, makyajlı açıklamalar nedeniyle Dünya Bankası ve uluslararası finans kurumlarının artık resmi veriler dışında gerçek durumu görebilmek için hukuk büroları ile de görüştüğünü söylüyor. Türkiye 2021’e zor koşullarda giriyor. Ne yazık ki iktidarın piyasalar dışında güven veren bir politikası ufukta görünmüyor!

Jale Özgentürk/Sözcü

E-BÜLTEN ÜYELİĞİ
İş dünyasının gündem özeti e-posta kutunda. Piyasalar, ekonomi, iş dünyası, siyaset, teknoloji ve life style haberler.
E-Mailin ile Ayrıcalıklı Üye Ol, ilk Sen haberdar ol
Adınız, Soyadınız:
E-posta adresiniz:

YORUMLAR

Bu habere henüz yorum yapılmamış.İlk yorum yapan sen ol...

Yorum Yap

Bu Alan Boş Bırakılamaz
Bu Alan Boş Bırakılamaz
Yorum Yapma Şartlarını Kabul Etmediniz
X

E-BÜLTEN ÜYELİĞİ

İş dünyasının gündem özeti e-posta kutunda. Piyasalar, ekonomi, iş dünyası, siyaset, teknoloji ve life style haberler.
E-Mailin ile Ayrıcalıklı Üye Ol, ilk Sen haberdar ol