Paksoy Holding'in veliahtlarının davasında yeni gelişme

İstanbul Beyoğlu'nda 10 yıl önce Boston Üniversitesi mezunu 24 yaşındaki Nazlı Sinem Erköseoğlu'nun 8. kattan apartman boşluğuna düşerek yaşamını kaybetmesine ilişkin Paksoy Holding'in veliahtları Mahmut Emre ve Can Paksoy kardeşlerin yargılandığı davada savcı mütalaasını açıkladı.

  • | Son Güncelleme:
  • | İş'te Gündem
Player yükleniyor...

Boston Üniversitesi’nden mezun olan Nazlı Sinem Erköseoğlu’nun (24) cesedi, 26 Eylül 2010’da Beyoğlu’nda, Paksoy Holding’in veliahtları Mahmut Emre Paksoy ile kardeşi Can Paksoy’un dairesinin bulunduğu 10 katlı apartmanın havalandırma boşluğunda bulundu.

İncelemede, her 2 kardeşin o gece bir kulüpte ve apartman girişinde görüntüleri tespit edildi. Paksoy Holding’in veliahtları Mahmut Emre ile kardeşi Can Paksoy hakkında “kasten adam öldürmek” suçundan müebbet hapis istemiyle dava açıldı. Paksoy kardeşler, Sinem’in intihar ettiğini iddia ederken, genç kızın ailesi, kızlarının cinayete kurban gittiğini ileri sürdü. İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dava 4 yıl sürdü. Kısa süre tutuklu kalan Paksoylar, 2014 Aralık ayında beraat etti. Mahkeme, kasten ya da dikkatsizlik sonucu ölüme sebebiyetle ilgili yeterli delil elde edilemediğini bildirdi. Paksoy davasında 'Gülme' krizi

Erköseoğlu ailesinin avukatı Rezan Epözdemir tarafından karar temyiz edildi. Paksoy kardeşler için verilen beraat kararı, Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından "eksik inceleme" gerekçesiyle bozuldu.

SAVCI MÜTALAASINI VERDİ: TUTUKLANMASINA VE MÜEBBET HAPSİNE…

#reklam#

Yeniden görülen davada sona yaklaşıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı adına Savcı Barış Kurt'un bugün verdiği mütalaada, Can Paksoy’un tutuklanmasını ve müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasını talep etti.

Savcı Barış Kurt'un verdiği mütalaada davanın seyri, dava dosyasında yer alan Adli Tıp raporları ve ifadeler özetlendi.

Savcı Kurt, mütalaasında Nazlı Sinem Erköseoğlu ile Can Paksoy'un birlikte eve gittiklerinin kamera kayıtlarıyla sabit olduğunu, ikili arasında cinsel saikle fiziki yakınlaşmanın yaşandığını kaydetti.

“MAKTULÜN YÜKSEKTEN DÜŞMESİ NETİCESİNDE ÖLDÜĞÜ ANLAŞILMIŞTIR”

İkili arasında tespit edilemeyen bir nedenle tartışma çıktığını, tartışma esnasında Can Paksoy'un, Nazlı Sinem Erköseoğlu'nun başının arkasına künt bir cisimle vurduğunu ya da tartışma sırasında Erköseoğlu'nun alkolün de etkisiyle yere düşerek başını sert bir yere çarptığını belirten Savcı Kurt, olayın başlangıcıyla ilgili olarak şunları kaydetti: Fermuar kararı! Paksoy Holding'in veliahtları yeniden yargılanacak

"Can'ın mağdur ile aralarında gerçekleşen cinsel ilişkiyi kamufle etmek amacıyla cinsel ilişki sonrası çıplak olan mağdura iç çamaşırını ters giydirerek ve tek başına giyilmesi oldukça güç olan dar ve kolları bulunan, arka kısmında fermuarı olan elbiseyi kollarını sokmaksınız giydirerek, maktulün intihar ettiği algısını oluşturmak suretiyle kalmakta olduğu odanın penceresinden aşağı attığı, maktulün olay sonrası yapılan otopsi işlemleri nebicisinde tanzim edilen raporda kafa arka kısmında ekimoz bulunduğunun tespit olunduğu, Adli Tıp Kurumunca tanzim edilen rapora göre maktulün kafasının arka kısmında meydana gelen yaralanmanın yere çarpma sırasında meydana gelmesinin mümkün görünmediği ancak düşme sürecinde kafa arka kısmının sert bir yüzeye çarpması veya künt bir cisimle vurmak suretiyle meydana gelmiş olabileceği, bunlar arasında ayrım yapılamayacağının belirtildiği yine Adli Tıp Kurumu raporuna göre ölenin bu yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek mahiyette olduğunun tespit olunduğu, tanzim olunan otopsi raporuna göre ise iç kanama sonucu husule gelen ölümün yüksekten düşme neticesinde oluşan vücut travmasından ötürü meydana gelmiş olduğunun tespit olunduğu, dolayısıyla maktulün yüksekten düşmesi neticesinde öldüğü anlaşılmıştır.”

“İNTİHAR ETME KARARI ALAN BİR KİMSENİN…”

#reklam#

Sanıklar ve sanık avukatlarının, Nazlı Sinem Erköseoğlu'nun pencereden atlayarak intihar ettiği yönünde savunma yaptıklarını hatırlatan Savcı Barış Kurt, "maktulün intihar ettiğine ilişkin mesaj, not bırakma vb. herhangi bir eylemi de bulunmamaktadır. İntihar vakalarında sıklıkla görülen ve bu surette bilinen bir durum vardır ki o da intihar kararı almış olan bir kimsenin almış olduğu bu kararı veya nedenini dış dünyaya yansıtacak mahiyette aktif bir eylemde veya girişimde bulunmasıdır. Somut olayda bu durum gözlemlenmemiştir. Keza intihar etme kararı alan bir kimsenin o gün tanıştığı, birlikte eğlenerek vakit geçirdiği ve akabinde kendi rızasıyla ikametine gittiği kişinin ikametinde bu eylemi gerçekleştirmiş olması, yaşanan cinsel ilişkinin açığa çıkacak olacağının öngörülmesi karşısında hayatın olağan akışına aykırıdır" dedi.

“TESPİT EDİLEN DNA PROFİLİNİN SANIK CAN İLE UYUMLU OLDUĞU TESPİT OLUNMUŞTUR”

Sanık Can Paksoy'un ifadelerinin de hatırladığı mütalaada şu satırlar yer aldı:

"Sanık Can alınan savunmalarında sabah uyandığında maktulün ayakkabı, çanta ve telefonunu odada gördüğünü, etrafa baktığını, maktulü göremediğini, çıkmış olabileceğini ancak yeniden geri döneceğini düşündüğünü, daha sonra yeniden uyuduğunu, annesinin kaldırması üzerine uyandığını, diğer sanık olan ağabeyi ile konuştuğundan maktulün onun odasında olmadığını anlayarak yeniden aramaya başladıklarını, bulamamaları üzerine Adana iline gitmek üzere ikametten ayrıldığını beyan etmiştir.

#reklam#

İkametin kapısında içeriden kitlenen kilidin olması, akşam ikamete girdikten sonra kilitlenen bu kilidin sabah sanıkların annesinin gelmesi üzerine açılması, bu süre zarfında kilitli kalması, maktulün ayakkabı, çanta ve cep telefonunun odada bulunması, bu eşyaları almadan bir kimsenin ikametten ayrılmasının mümkün olmaması, bu kapsamda maktulün ikamette olduğunun sanık tarafından bilinmesine ve herhangi bir zaruret hali olmamasına rağmen başka bir ile gitmek için ikametten ayrılması birlikte değerlendirildiğinde, sanık Can'ın savunmasının mevcut delillere ve hayatın olağan akışına aykırı olduğu kabul edilmelidir.

Ayrıca sanık Can aşamalarda alınan savunmalarında, önce sadece maktulün kendisini öptüğünü, ancak aralarında cinsel ilişki olmadığını, daha sonraki ifadesinde ilişkiye girip gitmediklerini hatırlamadığını, kovuşturma aşamasında ise seviştiklerini ancak cinsel ilişki boyutuna ulaşmadığını beyan etmiştir. Ancak Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen 8 Kasım 2010 tarihi raporda mağdurdan alınan vajinal ve meme sürüntü örnekleri ile iç çamaşırları üzerinde tespit edilen DNA profilinin sanık Can ile uyumlu olduğu tespit olunmuştur. Bu kapsamda sanık Can'ın aşamalarda alınan birbirleriyle uyumsuz, toplanan delillere aykırı savunmalarına itibar edilemeyecektir. Sanığın savunmasının olayların odağında olmama ve şüpheyi üzerine çekmeme iç güdüsüyle yapıldığı anlaşılmıştır. Nitekim sanık alınan Adli Tıp Kurumu raporundan sonra maktul ile seviştiklerini kabul etmiş, bu aşamaya kadar kaçamak cevaplar vermiştir. Savunmasını değiştirme sebebinin ise savunmasını dosyaya ibraz edilen kesin delil niteliğindeki rapora uydurma çabasından ibarettir.”   Paksoy Holding’e şok! Yargıtay, ‘Sinem’in ölümünde soru işaretleri var’ dedi...

“BİR YERE TUTUNUP DESTEK ALMADAN VE PENCEREYE ÇIKMADAN DOĞRUDAN ATLAMIŞ OLMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR”

#reklam#

Paksoy kardeşlerin "pencereden atladı" iddiasına da değinen Savcı Kurt, "Olay yerinde bulunan pencereden alınan parmak izlerinin incelenmesi neticesinde tanzim edilen uzmanlık raporunda, maktule ait parmak izinin bulunmadığı, sanık Mahmut'a ait parmak izlerinin bulunduğu tespit olunmuştur. Sanık Mahmut alınan ifadesinde maktulün pencereden atma ihtimaline binaen pencereden baktığını beyan etmiştir. Bu parmak izinin bu esnada oluşması mümkündür. Ancak bu halde dahi sanığa ait parmak izinin pencerede ele geçirilmiş olmasına rağmen intihar ettiği iddia olunan maktulün yüksekliği 76 cm. olan pencereden üzerinde dar bir elbise olduğu halde herhangi bir yere tutunup destek almadan ve pencereye çıkmadan doğrudan atlamış olması mümkün değildir." dedi.

“KASTEN ÖLDÜRME SUÇUNU İŞLEDİĞİNİN SABİT OLDUĞU…”

Savcı Kurt, mütalaasında şunları kaydetti:

#reklam#

"Olayın oluş şekli, her yönüyle hayatın olağan akışına aykırı olduğu tespit olunan hususlar, sanık Can'ın aşamalarda alınan birbirleriyle uyumsuz, çelişkili beyanları, Adli Tıp Kurumu raporları, olay yeri inceleme raporu birlikte değerlendirildiğinde, sanık Can'ın savunmalarına itibar edilemeyeceği ve maktulu 8. katta bulunan odanın penceresinden atarak ölümüne sebebiyet vermek suretiyle üzerine atılı eylemine uyan TCK'nın 81/1 maddesinde ifade olunan kasten öldürme suçunu işlediğinin sabit olduğu anlaşılmakla..."

Savcı Kurt mütalaasında sanık Mahmut Emre Paksoy hakkında üzerine atılı suçtan mahkumiyeti için yeterli delil olmadığı için beraat kararı verilmesini talep etti.

E-BÜLTEN ÜYELİĞİ
İş dünyasının gündem özeti e-posta kutunda. Piyasalar, ekonomi, iş dünyası, siyaset, teknoloji ve life style haberler.
E-Mailin ile Ayrıcalıklı Üye Ol, ilk Sen haberdar ol
Adınız, Soyadınız:
E-posta adresiniz:

YORUMLAR

Bu habere henüz yorum yapılmamış.İlk yorum yapan sen ol...

Yorum Yap

Bu Alan Boş Bırakılamaz
Bu Alan Boş Bırakılamaz
Yorum Yapma Şartlarını Kabul Etmediniz
X

E-BÜLTEN ÜYELİĞİ

İş dünyasının gündem özeti e-posta kutunda. Piyasalar, ekonomi, iş dünyası, siyaset, teknoloji ve life style haberler.
E-Mailin ile Ayrıcalıklı Üye Ol, ilk Sen haberdar ol